RÖNESANS

Renaissance  (Rönesans) kelimesi Fransızcada  “yeniden doğuş ’’ anlamına gelir.Avrupa’da Ortaçağ’dan sonra açılan bir bilim ve sanat akımıdır.
Rönesans 15. Ve 16. Yüzyılları içerisinde gelen yenilikler kökten değişikliklere sebep olmuştur. Avrupa görünüşünü, duyuşunu, düşünmesini ve yaratışta getirdiği yenilikler dönüm noktası olmuştur.
Bu yeniliklerden sonra insanlarda
düşünme, yaratış ve inançlarında kökten değişiklikler olmuştur.
Rönesans düşüncesinin doğmasına katkıda bulunan en önemli olaylardan biri İtalyan şair ve düşünür Francesco PETRARCA
(-1304-74) öncülüğünde gelişen Hümanizm Akım’dır.
1453’te Osmanlıların İstanbul’u almaları üzerine Avrupa’ya kaçan bilginler eski yunanca ve Latince önemli el yazma kitaplarını da birlikte götürdüler buda el yazmaları, Yunan ve Latinceye olan ilginin canlanmasına; insanı temel alan, akıl yoluyla iyiye, güzele, doğruya ulaşılabileceğini savunan hümanist (insancıl) düşüncesinin doğmasına yol açtı.

Orta çağın sonuna doğru Avrupa’nın siyasal yapısında değişiklikler ortaya çıkmıştır. Gerek papalar ile imparatorlar gerekse papa olmaya aday din adamları arasında çıkar ve yetki çatışmaları Avrupa’da dinsel birliğin simgesi olan papalık kurumunu zayıflattı. Orta çağ boyunca söz sahibi olan kilisenin gücü giderek azaldı. Avrupa’da siyasal güç krallıkların eline geçti. Ulusal bilincin uyanmaya başladığı Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde halk giderek Hıristiyanlıktan çok kendi ülkesine bağlılığı önemsemeye başladı.
     Coğrafi keşifler ve ticaretin gelişmesi sayesinde zenginleşen tüccarlar kiliseye karşı tüccarların yanında yer aldılar. Rönesansla birlikte yeni buluşlar yenilikler hayatı daha da kolaylaştırdı.
Matbaa kitapların çoğalmasını, yeni bilgi ve düşüncelerin yayılmasına okuyabilen kitlelere daha ucuz ve kolay yoldan ulaşmasını sağladı.
Pusulanın verdiği güvenceyle uzak denizlere yelken açıldı.
Barut ülkelerin kendine olan güvenini arttırdı. Bu yüzden savaşlar eskisinden daha çok yıkıcı olmaya başladı.
Ticaretle zenginlikleri artan soylu aileler ,dönemin yetenekli yazarlarının ve sanatçılarının yapıtlarını satın almaya ve desteklemeye başladılar.


Rönesansın Gelişmesi
İtalya’da Rönesans-İlk kez İtalya’da başlayan Rönesans’ın 15. Yüzyıl sonuna kadar olan evresi erken ,16. Yüzyılın birinci yarısı Yüksek ,ikinci yarısını kapsayan evreyede Geç Rönesans diye adlandırılır.

     Rönesans çeşitli edabiyat türlerinin denendiği ve geliştiği bir dönem oldu.İtalyan şair ve öykü yazarı Giovanni Boccaccio düz yazının gelişmesine katkıda bulundu.(Decameron Hikayeleri).
O dönemde edebiyatçılar ,düşünürler ve din adamları yapıtlarını Latince yazdıklarından dolayı kimse okuma yazma bilselerde bu kitapları okuyamazlardı.
İLAHİ KOMEDYA (La divina commedia) adlı yapıtını Latince yerine toskana lehçesini kullanarak günlük konuşma dilinde yazan Dante Alighieri’nin çağdaş İtalyanca’nın gelişmesine katkısı oldu. Diğer yazarlarda onu örnek alarak dillerini daha anlaşılır biçimde yazmaya özen gösterdiler ve okuryazarlığın artmasına katkıda bulundular.
      Hümanist dünya görüşünün, Eski yunan ve Roma kültürünün etkisi çok geçmeden heykel ve resim sanatında kendini gösterdi.
Rönesans döneminde ressamlar dinsel konuları sürdürmekle birlikte, portrelere ve insanı konu alan yapıtlara yöneldiler.
Sanat anlayışında kusursuz güzellik, denge, uyum, bütünlük önem kazandı. Ressamlar insanı daha gerçekçi yansıta bilmek için ışık ve gölgeyi kullanmaya başladılar. Floransalı Filippo Brunelleschi perspektifi bulmasıyla birlikte ve perspektif kurallarının saptanması mimarlıktan başka resim ve heykel sanatlarını da etkilemiştir.
Perspektif sayesinde mimarlar tasarladıkları projeleri önceden çizerek gösterebiliyorlardı.

Fransa’da Rönesans-Fransız Rönesans’ı İtalya’nın etkisiyle oldu. Bunun da başlıca sebebi, Fransa kralı VIII. Charles’in İtalya savaşlarıydı. Fransızlar, İtalya’ya girince oradaki anıtların güzelliğinin etkisinde altında kaldılar ve İtalyan sanatı Fransa’da taklit edildi.
   Fikir alanında Fransa bambaşka bir çığır aştı: Fransız Hümanistleri toplanıp ‘yeni yol’ öncüleri, bu eski kitapların arasında bulmaya çalıştılar ve bu sayede bilimde ‘araştırma’ ve ‘eleştirme’ ortaya çıkmıştır.
Bu araştırmada eski ünlü yazarlardan tarihe, toplum ahlak ve yaşayışına ait bilgiler edinildi. College de France’ın kurulması hümanizmin tam gelişmesini sağladı.
Almanya’da Rönesans-Almanya’da Rönesans, İtalya ve Fransa’da da olduğu gibi çevreleri kapsamadı. Bunun bir sebebi de din alanında başlayan yenileşme hareketleriydi. Çağın öncü hümanistleri de Erasmus ile reuchlin başta gelir. Düre’le Holbein de bu çağın en büyük ressamlarındandır.
        Almanya sanat bakımından özellikle yapı bakımında ‘gotik’ bolluğu yenileşme hareketlerini, sanattan çok bilim ve fikir alanına çekti. Böylece Hümanizm en çok Almanya’da gelişti. Erasmus toplumun kötülükleri üzerine yazdığı ‘Deliliğe Övgü’ adındaki kitabı ile Yeni çağı’ın düşüncesi üzerinde etki yarattı.
İngiltere’de Rönesans-İngiltere’de Chaucer ,Anglo-Saxon yenileşme hareketinin öncülerinden oldu. Bu şair öncünün yanında Oxford’lu Wycliffe, din yönünden giriştiği uğraşılar arasında çağının hümanistleri arasında yer aldı.
     Bilim, sanat, felsefe ve edebiyat alanında yepyeni düşüncelerin ortaya çıktığı, aynı zamanda keşifler ve serüvenler çağı olarak bilinen Rönesans, insanlık tarihinin en önemli olaylardan biridir. O dönemden kalma eşsiz güzellikteki sanat yapıtlarının büyük bir bölümü, başta Rönesans’ın beşiği sayılan İtalya olmak üzere, Avrupa’nın öteki ülkelerindeki kentleri süslemekte, resim ve heykeller büyük müzelerde sergilenmektedir.



                                                              Hande ZEYREK
                                       


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUZAFFER SARISÖZEN’İN ETNOMÜZİKOLOJİYE KATTIKLARI